2. El Dedektörlerin Sıkıntısı
Kiralık dedektörler gibi definecilerin başını ağrıtan diğer bir konu da ikinci el dedektörlerdir. İkinci el dedektörler piyasaya genellikle eski sahiplerin yeni ve daha üst model dedektörler edinirken, takas yöntemi ile oluşan bir arzdır.
Bu tür ikinci el cihazları almak ya da satmak oldukça risklidir. Kozmetik açıdan yıpranmış, teknik olarak da ayıplı hatta arızalı olma ihtimali çok yüksektir. Bu girişim temelde ilk sahibine de, mağazaya da sonraki sahibine pek fayda getirmemektedir. Zira ilk sahibi, ederinin çok altında bir tutara dedektörü devredecektir. Mağaza sahibi ise sorunları olabilecek bu dedektörü pazarlarken tamir, servis ve en nihayetinde müşteri memnuniyetini sağlamada oldukça zorlanabilecektir. Bunu telafi edebilmek için ederinden pahalıya bu cihazı satmak isteyecektir. Son sahibi ise ikinci el bir dedektörü ederinden pahalıya tüm riskleri ile kabullenmiş olacaktır. Bu durumda her üç tarafın da kendine göre çeşitli mağduriyetler yaşaması büyük bir olasılıktır.
2. El Dedektör Sıfırlama İçin Altyapı
Bazı dedektör satıcıları, geri aldıkları ürünleri sıfırlayıp sattıklarını söylerler. Aslında böyle bir sıfırlamayı yapabilecek bir altyapıları kesinlikle yoktur. Özellikle ithal cihazların sıfırlanması için ithal edildiği ülkeye göndermek gerekecektir. İkinci el bir dedektör için böyle bir masrafa giremezler. Dolayısıyla büyük ihtimalle sorun yaşatan bir dedektörü sadece kozmetik, yani görünen mekanik aksamlarını temizleyerek, sanki çok az kullanılmış izlenimi vererek satmaya çalışacaklardır.
Hatta bazen bu dedektörleri sıfır ürünlermiş gibi satabilirler. Yine kullanıcıdan aldıkları bu dedektörlerde belirli bir yıpranma yok ise iyice temizlenip sıfır cihazmış gibi satılabilir.
İkinci El Aranır Ama Alınır mı?
Bütün bu sıkıntılar, müşteri adayların mutlaka kurumsal firmalardan hatırı sayılır marka ve modellerden, yeni olmak kaydı ile servis, eğitim ve satış sonrası teknik destek güvenceli, yani garantili cihazları tercih etmelerini önermekteyiz. Dikkatlice araştırıldığında yeni bir cihaz ile ikinci el bir cihaz arasında büyük bir fiyat farkı olmadığı görülecektir. Üstelik ilgili firmanın yeni alımlarda sağlayabileceği ödeme kolaylıkları ile daha da mümkün ve doğru olacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli konu, fiyat farkının her zaman kalite farkını yansıtmadığı gerçeğidir.
Değişen dünya koşullarında ticaret anlayışı ve rekabet ortamından dolayı fiyatların daha da aşağı seyretmesi normaldir. Çok hızlı gelişen teknoloji, bir önceki teknolojinin kolaylıkla rafa kaldırılmasına sebep olmaktadır. Bu durumda yeni bir teknolojiyi kesinlikle daha ucuza almanız olasıdır. Hatırlayınız; örneğin bilgisayar teknolojisi. Kısa bir süre önce edindiğimiz ve adına üstün teknoloji denilen bilgisayarların yerini her geçen gün daha üstünleri hem de daha uygun fiyatlar ile sunulmaktadır.
Bu baş döndürücü hız ve gelişme, arz ve talep dengelerini kesinlikle yeni ve daha iyi ürünleri uygun fiyat ile almaya teşvik etmektedir. Doğrusu olan da budur. Böyle bir ortamda, olası aksaklıkları göze alarak, fiyat/performans muamması ile uğraşmayı, sonradan da genellikle pişman olmayı kim ister?
